4 Temmuz 2007 Çarşamba

Parapsikoloji, PSI ve Modern Dünya Görüşü

Genelde modern bilimin, son yüzyillardaki felsefi düşünüş üstünde büyük etkisi olmuştur ve bu durum 20. yy için de geçerlidir. Bu yüzyilin ilk başlarinda bazi felsefe gruplarinin, fenomenoloji, varoluşçuluk ve analitik felsefe gibi kendilerini bilimden ayirmak isteyen hareketlerin egemenliğine girmesine karşm, bütününde felsefi düşünce; bilimsel keşiflerin ve teorilerin etkileriyle büyük ölçüde değişime uğramiştir. Bu sadece sözde doğal bilimler -termodi*namiğin ikinci yasasinin etkisi, kuantum fiziği, evrimsel teori moleküler biyoloji ve ekoloji hemen akla gelenler- için değil, ayni zamanda sözde sosyal bilimler için de geçerlidir -insan burada hemen Marksizm, Freudçuluk ve bilimin sosyo-tarihi incelemesinde ortaya çikan paradigma teorilerinin etkilerini düşünüyor. Ancak, parapsikoloji bilimi, en azindan psişik araştirmalar bir yüzyili aşkin bir zamandan beri var olmasina karşin, felsefi düşünüş üstünde daha pek etkili olamamiştir. Gerçekten de, Parapsikoloji Kurumu 1969 dan bu yana Amerikan Bilimini Geliştirme Kurumu nun bir üyesi olmasina karşin, birçok bilimci ve filozof; açik bir ret veya sirf üstünde hiç düşünmeme yoluyla, bunu hala bir bilim olarak görmemektedirler. Parapsikolojinin bu durumu için çoğu kez aleyhinde olanlar tarafindan ileri sürülen sebepler şunlardir: (1) Parapsikolojinin öne sürülen etkileşimlerinin; felsefi ve bilimsel topluluklar tarafindan önceden farz edilen dunya görüşunun -parapsikolojinin iddia ettiği veriler hariç, neredeyse her şey için mükemmel işleyen bir görüş- (çoğunlukla, C.D. Broad in analizini izleyerek temel sinirlayici ilkeler diye adlandirilan) belirli temel varsayimlanim ihlal eder; (2) Parapsikoloji şüphelidir çünki okült ile ilişkilidir; (3) Parapsikoloji sağlam biçimde tekrarlanabilir deneyler üretmeye muktedir değildir. Belli bir tekrarlama elde edilse bile bu, öne sürülen sonuçlarin bilimsel topluluğun geri kalani tarafindan kabul edilmiş olan birçok temel ilkeyle tutarli olmadiği ele alindiğmda yeterli değildir; sira dişi iddialar sira dişi kanitlar gerektiir; (4) Parapsikoloji topluluğu; bu etkiler arada bir ortaya çiktiklarinda, eğer çikiyorlarsa, nasil ve niçin çikiyorlar sorusuna dair yaygin biçim*de kabul görmüş, denenebilir bir teoni üretmemiştir.Devrimci Bir Bilim Olarak Parapsikoloji;Parapsikolojinin bu durumu, parapsikoloji topluluğundan birbirine zit önerilerin çikmasina yol açmiştir. Geniş bir tavir yelpazesi olmasina karşin, ben iki ana eğilimden söz edeceğim: tutucu ve devrimci.Tutucu tavir, ilk başta, genelde bilimsel topluluk ve parapsikoloji topluluğunun dünya görüşü arasindaki çelişkinin ortaya çikişini en aza indirgemeyi içermektedir. parapsikologlar, bilimlerinden devrimci bir biçimde söz etmemeleri için zorlanirlar. Parapsikologlar tarafindan incelenen nedensel etkileşimin görünürde normal ötesi olan tiplerine anormallikler denir; bu, bunlarin bir gün geleneksel nedensellik teorileniyle açiklanabileceğini ima etmektedir (bazilari; en favori geleneksel teori olan kuantum fiziği ile bunlarin çoktan izah edilebilir olduğunu önermektedirler). Hatta nedensellik teorilerinden, en azindan geçici olarak, vazgeçilebileceği de ileri sürülür. Bazi parapsikologlar incelenen çeşitli fenomenlerde işe dahil olan nedensellik tipleri hakkinda hiçbir hipotezi akla getirmeyen terimler kullanilmasini savunmaktadirlar; daha ziyade, bu terimlerin negatif biçimde veya fenomenistik biçimde tanimlanmasi gerektiğini söylemektedirler. Psi terimi, bütün fenomenlerle ilgili olan böyle bir terimdir (Bu terimi kullanacağim ama fenomenalist anlamda değil). İkinci bir tutucu eğilim ise, parapsikolojiyi sayginlaştirmak, kendiliğinden vakalari da inceleyen psişik araştir*ma dan dolayi bir laboratuvar bilimi olarak anlaşilmasini sağlamak ve parapsikolojiyi, ölümden sonra hayatin kanitlarini ve materyalizasyonlar gibi daha da garip görünen psişik fenomenleri incelemekten çikartmak, dolayisiyla parapsikoloji ve okült arasindaki ilişkiyi koparmaktir. ikinciye çok yakin olan üçüncü bir tutucu eğilim ise, incelenen fenomenlenin gerçekliğine öteki bilimcileri ikna etmek için yeterince tekrarlanabilir bir deney bulmaktir. Uçüncüye çok yakin olan dördüncü tutucu bir eğilim de, psi etkilerinin üretilmesinin ardindaki dinamiği anlamayi denemek için süreç-yönelimli incelemeler yapmaktir.

Yelpazenin zit ucunda devrimci tavir durmaktadir. Bu tavir; eğer parapsikologlar tarafindan incelenen etkileşim tipleri gerçek ise, o zaman telepati, psikokinezi ve prekognnosyon gerçekten meydana gelmekte ve bu da modem bilimin ve felsefenin geleneksel dünya görüşünün tamamen yetersiz olduğunu göstermektedir der. Kolaylikla tekrarlanabilen bir deneyin keşfi, para psikolojiyi sonsuza dek kurtarabilecekken, bunün yokluğu, bu alana karşi olanlarin yoğunluğunu izahta yetersiz kalmaktadir. Bu yoksunluk diğer alanlarin (yani psikoloji) bilimsel biçimde yasal olarak kabul edilmesine kesinlikle engel olmamiştir. Hayir, muhalefet; daha çok parapsikolojinin birbirine çok yakin iki özelliğinden kaynaklaniyor gibidir: temel bilimsel varsa yimlari tehdit edişinden ve kökeninin okült ile ilişkisinden. Bu iki neden -temel varsayimlari tehdit edişi ve okült ile ilişkisi- o kadar birbirine yakindir: modem bilimsel dünya görüşünün, parapsikolojinin kanitlari tarafindan meydan okunan ilkeleri aslinda tam olarak, büyük çapta, okült fenomenleni geçersiz saymak için benimsen­miştir. Dolayisiyla bu ilkelere meydan okumak, kaçinilmaz biçimde, modern dünya görüşü savunucularma göre, okült ü desteklemektir. 17. yüzyilda muzaffer biçimde ortaya çikan doğaya ait yeni felsefenin merkezinde, mekanik bir doğa doktrini bulunmaktadir. Bu durum, aslinda, çoğunlukla yeni mekanik felsefe olarak adlandinilir. Bu doğa görüşünün iki temel boyutu vardir; her ikisi de bütün okült niteliklerin ve güçlerin doğadan yok edilmesi talebinin örneklenidir. Bir boyut; bütün kendiiğindenliğin, kendi kendine hareketin veya kendi kendini tayin etmenin -özellikle de bir ideal sonuç (son nedensellik) anlaminda herhangi bir kendi kendini tayin edişin- doğadan ayiklanmasiydi; bu determinizm olarak sonuçlandi. Mekanizmin ikinci anlami da uzaktan aksiyonun olamayacağiydi: Bütün nedensel tesir, temas ile olmalidir. Richard Westfallnin bir yorumu, bu iki noktayi güzelce özetlemektedir Hepsi (mekanik felsefeler), küçük düşürücü bir tavirla okült etkenler dedikleri şeyin olasiliğini doğadan dişlayan ve doğal fenomenleri, değiştirilemez fiziksel süreçlerin ürünleri olarak sunan bir düalizm biçiminde fikir birliğine vardilar... Hepsi doğal felsefenin programinin, doğanin fenomenlerin in; birbirleri üstünde sadece doğrudan temas ile etkiyen madde par­çaciklarinin karşilikli oyunlari tarafindan üretildiğini göstermekte yatt ğinda hemfikirdiler. Uzaktan aksiyonu zamaninda bu kadar önemli bir mesele yapan faktörlerden biri de; bazi tarihçilerin zamanin en büyük toplumsal sorunu olarak gördükleri, 16. ve 17. yüzyillardaki cadi çilginliği idi. Cadilik suçlamalari; insan zihninin diğer insanlara ve mal mülklerme doğrudan zarar verebileceği fikrini önceden önermişti. Descartes ve Mersennenin mekanik felsefeleri, herhangi bir uzaktan aksiyonun oluşabileceğini inkar ederek, daha da belirgin biçimde, aklin uzaktaki nesneler üzerinde etki uygulayabileceğini inkar ederek (Descartes in felsefesi, zihnin kendi bedenini nasil olup da etkileyebildiğini anlamayi da zorlaştirdi) cadi olaylarinin içinden çiktiği düşünce dünyasini yok etti ve yerine kendileri tahta çikti. James Wheatley gibi birçok filozof, psi olgularinin ne olduğuyla ilgili sezgisel fikrimizi pozitif bir tanimlamayla ifade edebileceğimiz ümidini dile getirmişlerdir. Psi nin yapisinin bu pozitif tanimlamasi; uzaktan tesir fikrini de içermelidir. Psi nin bu biçimde pozitif tanimlanmasina, birçok parapsikolog direnmektedir. Bu direncin en önemli nedenlerinden birisi şudur: Eğer psi bu şekilde tanimlanirsa ve parapsikoloji, psi olaylarinin bir incelemesi olarak tanimlanirsa, o zaman eleştirmenlerin parapsikolojinin konusu şüpheli olduğu için, geçerli bir bilim olamayacaği iddia etmeleri kolaylaşacaktir. Ancak bu sorunu çözmenin uygun yolu, psi yi negatif veya fenomenik biçimde tanimlamak değil, sadece parapsikolojiyi, John Palmer in önerdiği gibi, bariz psi olaylarinin incelemesi olarak tanimlamaktir (Palmer bariz psişik olaylar demiştir ama ben psi yi tercih ediyorum). 0 zaman parapsikolojinin açikça bir konusu olacaktir. Dahasi Palmer in önerisi PSİ nin gerçekten oluş­ tuğuna inananlarin ve inanmayanlarin da kabul edebileceği bir tanim sağlar ve dolayisiyla bir parapsikoloğun mutlaka psi ye inanan biri olduğu önermesini ortitdan kaldirir. 0 zaman parapsikoloji, bariz psi olaylarinin, yani ayri ayri kesinleştirilmelerine rağmen bir tür uzaktan nedensel tesir içeriyor gibi görünen olaylarin bilimsel incelemesidir.

Parapsikolojinin kaçinilmaz biçimde potansiyeli olan devrimci bir bilim olduğu yönündeki iddiam; analizimi, Brian ve Lynne Mackenzie ninkine yaklaştirmaktadir. Onlar, parapsikoloji tarafindan incelenen normal ötesi olaylarin, dünyanin bilimsel kavramlariyla çelişki içinde olan belirgin bir olaylar sinifi anlaminda sirf anormal olmadiğin hakli olarak söylemişlerdir. Daha ziyade bunlar, bilimsel kavramin vücut buluşuyla normal ötesi ölarak saptanmişlardir ve bundan ayri tanimlanabilir değillerdir... Normal, ötesi, doğadan tamamen dişlananlar olarak saptanmiştir. Buna göre, şöyle derler: Para psikolojinin modern bilimle uyuşmayişi ne kazaradir ve ne de son yillarda meydana gelmiştir ama modern bilimin varsayimci temeli üstüne kurulmuştur. Para psikolojinin hedef­lerinin ve iddialarinin bu varsayimci temel ile son derece güçlü bir biçimde çatişmasindan dolayidir ki bu alan bu kadar çok saldiri çeker. Ayni neden sebebiyle, eğer kabul edilirse, para psikoloji; Rhine ve diğer para psikologlarin sik sik israr ettikleri gibi, devrimsel belirtilere sahip olacaktir. Mackenzie lerin parapsikolojiyi bariz doğa ötesi olaylarin değil, ama sadece doğa ötesi ilişkilerin incelemesi olarak tanimlamasi bir yana, analizleri doğru görünmektedir. Dahasi, bu gerilimin yapisini tanimlayişlan da isabetlidir. Bu konuyu, George Price in, fikrini değiştirmeden önce söylediği ünlü sözlerini alintilayarak sunarlar: Bilimin özü, mekanizmadir. Majinin özü ise animizmadir. Modern dünya görüşüne göre, başka bir deyişle, bilimsel açiklamalar mekanik açiklamalardir halbuki parapsikoloji, mekanik açiklamalarin olasi görünmediği fenomenleri işaret etmektedir. Ancak bu noktanin ötesinde, Mackenzie lerin analizi revizyona ihtiyaç duymaktadir. Modern bilimin 17. yy da kuruluşunu anlatişlarinda Mackenzie ler matematiğin somutlaştirilmasi ve bunun sonucunda ortaya çikan birincil ve ikincil nitefikler şemasinda odaklanirlar; buna göre, sadece matematiksel terimlerle tarif edilebilen fiziksel varliklarin doğada nedensel etkinliği olduğu söylenir. Bu hareket net biçimde merkezidir ve bu doğa görüşünün, zihin ve doğa arasinda bir ikiliği ima ettiğini hakli olarak g6sterirler. Zihin; dünyanin matematiksel olarak tarif edilemeyen bütün özelliklerinin yiğildiği yer haline geldi. Zihinsel ve diğer matematiksel olmayan fiziksel varliklar ve kuvvetler, bilimsel şemada tolere edilebilirler... ancak sadece doğanin düzenli gidişine müdahale edemeyecekleri yerde, yani bireysel organizmalarin fiziksel olmayan zihinleri içindelerse. Bunlarin hepsi, en azindan bir eğilim olarak, doğru olsa da, Mackenzie ler mekanik dünya görüşünün bu özelliğini, doğa ötesi fenomenler tarafindan ihlal edilen asil özellik olarak ele almakta yanilmişlardir. Mackenzienler için parapsikolojik gelenek diye geniş biçimde adlandir­diklari şeye ait olan bütün hareketlerin özelliklerini tanimlamak; bunlarin hepsi, dünyadaki bir tür indirgenemeyen ve matematiksel olmayan fiziksel öğelerin varliğini ve nedensel etkililiğini az ya da çok açikça gösterme çabalarini içerirler demektir. Parapsikoloji fiziksel sistemlere değil ama kişilere açik bir tür indirgenemeyen etkilik...~ üstünde israrlidir. Eğer hepsi bundan ibaretse, o zaman, baş mekanikçi Descartes, zihnin beyni etkilediğini, bunun da insanin bedeninin ötesindeki dünyadaki etkileri ürettiğine inandiğindan, parapsikolojik geleneğe dahil olmaliydi. Elimizle bir kaşiği hareket ettirmeye karar verme ve sonra bunu yapma deneyimimiz; birisinin sadece düşünerek bir kaşiği bükmesine tanik olduğumuzda yaşadiğimiz kadar hayranlik duygusunu yaratirdi.

Hiç yorum yok: